Quantcast
Channel: Damy's Kitchen
Viewing all articles
Browse latest Browse all 213

Bozcaada

$
0
0



"Tanrı, insanların uzun ömürlü olmaları için Bozcaada'yı yaratmış." demiş Heredot.
Seneler önce ilk gidişimde Bozcaada'ya, feribottan indiğim an "huzur bu olmalı, sanki bir film karesindeyim!" demiştim. Rengarenk, kekik kokan sokakları, Polente’de gün batımı, bağların üzerinden mehtabın doğuşu, bağbozumu, Ayazma Panayırı ve tabii ki muhteşem şarapları.. Yaşadıkça adayı, aşık oldum.





 
Birkaç kez gittikten sonra Bozcaada hakkında edindiğim tecrübeleri sizlere aktarmak amaçlı ilk gezi yazımı yazmış oluyorum böylece. İlk olmak da Bozcaada'ya yakışırdı ancak. Bambaşkadır yeri bende.. Şehrin karmaşası, günlük yaşanan stres ve sıkıntılardan bunaldığımda soluğu adada alırım ve orada geçirdiğim iki günün sonrasında bile yenilenmiş olarak döndüğümü hissederim. Olur da sizi de etkisi altına alırsa bir gün, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.






Bozcaada'nın sakinlik ve dinginliğini yaşamak isteyen herkesin Mayıs veya Eylül aylarında gitmelerini şiddetle tavsiye ediyorum. Yaz aylarındaki gereksiz kalabalık, küçük olan bu adanın tadını biraz kaçırıyor açıkçası. Deniz buz gibi olsa da insan bir kere bile girince kendini yeniden yaratılmış kadar güzel ve hafif hissediyor. Denize girmek için Ayazma, Beylik ve Akvaryum koyları benim en çok tercih ettiğim koylar. Ayazma dışındakilerde şezlong olmadığı için adaya gitmeden birer kamp sandalyesi edinmeniz hiç fena olmaz. :)





Daha önceki ziyaretlerimizde Harmani Tatil Çiftliği’nde konakladık ve çok memnun kaldık. Ada merkezinin az dışında, çok tatlı bir çift ve oğullarının işlettiği, mükemmel bir manzaraya sahip, kocaman sessiz sakin bir çiftlik.. Odaları geniş ve konforlu. Gün batımını ve gece yıldızları izleyebileceğiniz harika bir terası var. Bahçesindeki rahat şezlonglarda akşamüstü kahvesi veya şarabı çok keyifli oluyor. Kahvaltısı ev yapımı reçelleri, fırından yeni çıkmış poğaçaları ve taptaze sebzeleri ile oldukça leziz.  Ayrıca Fox Terrier cinsi tatlı mı tatlı köpekleri var ki, sırf onlarla tanışmak için bile gidilebilir!

Bu defa ise konaklama için kahvaltısının tadına doyamadığımız Patiska Bağ Evi'ni tercih ettik. Burası şehirde almayı unuttuğumuz nefesi aldırıyor insana adeta. Bembeyaz bir çardak dikkatinizi çekiyor önce. Uçuşan beyaz perdeleri, tepesinde renkli ampulleri, masalarının üzerindeki mor ada çiçekleriyle bir masal diyarı sanki.
Kahvaltısı ise hakikaten nefis; herşey doğal, bahçedeki dallarından kopartılıp sofranıza konuyor. Çörekotu serpilmiş kıpkırmızı domatesleri, muhteşem aromalı zeytinleri, sahibesi Oya abla'nın çeşit çeşit reçelleri ve Alishiro'nun meşhur ekşi mayalı ada ekmekleriyle kahvaltı tam bir şölene dönüşüyor. Cevizli kayısılı ve sade çavdar ekmekleri öyle lezzetli ki, üzerinde ev yapımı muhteşem salçalarıyla mı, saf zeytinyağına  banarak mı, yoksa reçelle mi yemeli karar veremiyorsunuz. Sonrasında ise kocaman bir incir ağacının altındaki sedire kuruluyorsunuz; elinizde kitabınız, yanınızda sabah kahvenizle.. Sadece kuşların sesi ve rüzgar eşlik ediyor huzurunuza.





İnsanların yoğunlukla özensiz inşa edilmiş betondan kutularda yaşadığı İstanbul gibi bir şehirde yaşıyorsanız; bu adada sıklıkla karşılaşacağınız beyaz duvarlarını rengarenk çiçeklerin, pencerelerini tablo ya da minik heykellerin süslediği evler rüyalarınızın dekoru olabiliyor. Özellikle de Rum Mahallesi’nin sokaklarını hayranlıkla gezerken herşeyden vazgeçip burada yaşama hayalleri kurarken buluyorsunuz kendinizi.



Yemek konusunda ise her gidişimde müdavimi olduğum tek bir mekan söyleyebilirim; Ada’m. Rum mahallesinin tam kalbinde konuşlanmış bu tatlı mı tatlı mekanın sahibesi Saada abla, sevgiyle, özenle işletiyor mekânını. Sohbetine de yemek ve mezelerinin lezzetine de doyum olmuyor. Menüsündeki bütün mezelere tadımlık porsiyonlar ile yer verdiği “Akdeniz Paleti”, enginarlı ahtapotu, anne usulü patates kızartması, tavada kalamarı, peynirli ve cevizli köy eriştesi buranın sayabileceğim harika lezzetlerden sadece birkaçı.. Tatlı olarak önerim ise yeşil elma ve dondurma ile servis edilen “Yufkaya Sarılı Helva”.


Ada Cafe'de patlıcanlı börek ile buz gibi gelincik şerbeti içmeden, Vahit'in Yeri’nde gündüz kalamar - patates keyfi yapmadan, Çiçek Pastanesi’nde damla sakızlı kurabiye eşliğinde çay keyfi yapmadan, Hasan Tefik Lokantası’nın ev mantısı ve muhteşem zeytinyağını tatmadan, dönüşte de evinize götürmek üzere ada sakinlerinin el emekleriyle yapıp sattıkları envai çeşit reçellerden, mor çiçeklerden ve seviyorsanız şaraplarından almadan Bozcaada'dan dönmeyin.. 


İnsanı mayhoş eden rüzgar.. ruha dokunan yemekler ve şaraplar.. daracık sokaklarındaki renk cümbüşünün verdiği o tuhaf huzur.. ve sayılamayacak daha onlarca detayı ile zamanı unutturan adadır Bozcaada..



Viewing all articles
Browse latest Browse all 213

Trending Articles


huddam daveti


Tekasür Suresi


"Yâ Kuddûs!" Esması Havâs ve Esrârı


Kasemi Mübelliğa


Peri44


Kuvvetli muhabbet ve aşk tılsımı


El-Mütekebbir


Papaz büyüsü


SCCM 2012 Client Installation issue


Zilhicce Ayının Namaz Duası ÖNEMLİ